T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ISPARTA / MERKEZ - Öğretmenler İlkokulu

ÇATLAK KOVA

ÇATLAK KOVA

Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu  olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.

“Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.”

“Neden?.” Diye sormuş sucu. “Niye utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş.

“Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim  kusurumdan  dolayı sen bu kadar  çalışmana   rağmen emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.” Sucu şöyle demiş:

“Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.” Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş:

“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.”

Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.

  

larsın.

 

 9. Önce içinden sonra yüksek sesle oku, okuduğunu kulağın duysun. Çalışırken sesini kasete alıp, kasetten dinlerken kitaptan da takip edebilirsin.(Bir şey öğrenirken ne kadar çok duyu organını kullanırsan o kadar kolay öğrenirsin.)

 10. Önemli yerlerin altını kırmızı kalemle çizerek çalış.                                                   

 11. Anahtar noktaları yaz. Her bir anahtar nokta yoluyla konuyu tekrar et. (Örnek; 19 Mayıs 1919, İstanbul, Samsun, Amasya, Erzurum gibi.)

 12. Sadece kitabın ‘yüzünden okuma’, okuduktan sonra, kitabı kapatarak aklında kalanları tekrar et. Tekrar ettikten sonra yeniden kitaba dön ve verdiğin cevaplarla kitaptaki bilgileri karşılaştır. Farklılıklara dikkat ederek yeniden oku ve tekrar et.

 13. Öğrenmekte zorlandığın konuları yatmadan hemen önce çalış. Ardından yeni bir bilgi gelmeden (örneğin başka bir şey okumadan, televizyon seyretmeden) yat. Böylece okuduğun bilgilerin belleğinde depolanması daha kolay olur.

 14. Dersi derste öğren. Tüm dikkatin öğretmeninde olsun. Ona ‘ben buradayım’ mesajını ver.

 15. Ödevlerini bitirdikten sonra, ertesi günün önemli derslerine göz gezdir

 

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 26.06.2015 - Güncelleme: 28.09.2023 18:27 - Görüntülenme: 749
Kaynak: anonim
  Beğen | 1  kişi beğendi